Ana içeriğe atla

Alexandroupoli - Aya Yorgi Tavernası


Aya Yorgi'den daha önce bahsetmiştim; gündüz denize girebileceğiniz, akşam da yemek yiyebileceğiniz bir mekan olduğunu daha önceki bir yazımda anlatmıştım. 
Hakkını vermek gerekir ki Aya Yorgi'nin manzarası muhteşem. 



Bu manzarada yemek yemenin nasıl keyifli olacağını tahmin edebiliyorsunuz değil mi? Benim tavsiyem hava kararmadan gidip, güneşi orada batırmanız. Böylece bu muhteşem manzarayı yakalayabilirsiniz. 

Gelelim yemeklerine; Aya Yorgi'nin yemek çeşitleri de en az Nisiotiko kadar çok ama biz Nisiotiko'nun yemeklerini bir çıt daha fazla beğendik. Yani Aya Yorgi kötü mü? Hayır hiç değil hatta biri sorsa mutlaka gidin derim ama dediğim gibi sadece birini tercih edecekseniz Nisiotiko daha lezzetli gibi geldi bize.

Burada yine kalamar tava, mide tava, Mastelo Izgara mutlaka denemeniz gereken lezzetlerden birkaçı. Buradaki Peynirli Yunan Salatasında kullanılan peynir biraz daha farklı, daha yumuşak olduğundan bir süre sonra krema gibi salatayı kaplıyor. Kötü değil ama alışık olduğumuz peynirli salatadan farklı geldi bize. 
Midyenin girdiği her yemeği seven ben, menüde midyeli pilav görür de durur muyum? :) Hemen denedik tabii ki…




Görüntüsü güzel ama lezzeti ortalama. Daha güzellerini yedim yani kötü mü? Değil. Ama sanki birşeyler eksik gibi geldi bize. Belki daha baskın midye lezzeti beklediğimden, bilemiyorum. Yine de denenebilir…

Ve tabii ki deniz ürünlü makarna;




Çok güzeldi, damak tadıma uygundu ve içinde çok bol karides ve midye vardı. Genelde deniz ürünlü makarna dendiğinde içindeki deniz ürünleri sayıyla olur ama bu, çok bol deniz ürünü barındırıyordu içinde, bizden geçer not aldı :)

Ve gelelim bebekle gidilir mi sorusuna… Evet, daha önce Aya Yorgi yazımda da belirttiğim gibi bebekle buraya çok rahat gidilir. Restaurant, arabayı park ettiğimiz katta olduğu için merdiven derdi de yok. Rezervasyon yaptırırken -ki muhakkak yaptırın- pusetli olduğunuzu mutlaka belirtin, ona göre bir masa vereceklerdir. Bu arada rezervasyon için aradığınızda, Türkiye'den aradığınızı duyunca hemen Türkçe bilen biri alıyor telefonu, dolayısyla kolaylıkla rezervasyon yaptırabiliyorsunuz. Görünce hoşumuza giden bir diğer detay ise; restaurantta Türkçe menü olması :) Türkiye'den o kadar çok ziyaretçileri oluyormuş ki, sonunda Türkçe menü bile yaptırmışlar.

Alexandroupoli gezinizin bir gecesini buraya ayırmayı ve tabii ki bu manzarada kulaklarımı çınlatmayı sakın unutmayın;)



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Alexandroupoli - Aya Yorgi Beach

Siz de tatilde bizim gibi farklı bir ülkeye gitmek istiyor fakat bebeğiniz yüzünden çok da uzun yolu gözünüz kesmiyorsa, bizim gibi komşuya gidebilirsiniz :) Alexandroupoli, İstanbul'a çok yakın olması için bile tercih edilebilecek bir tatil bölgesi. Arabayla, Levent'ten yola çıkıp sınırda çok fazla oyalanmadan gidildiğinde 4-5 saat mesafede. Özellikle araba ve bebekle tatil bölgesi arayanlar için güzel bir alternatif olabilir:) Biz bayramın ilk günü yola çıktık. İpsala Sınır kapısından geçtik ve otelimize yani Alexander Beach&Spa Hotel'e ulaştık. Otelimizin odası çok genişti ve önünde bize özel minik bir bahçesi vardı. Bizim gibi sessizlikten hoşlanıyorsanız size uygun ancak sessizlikten ziyade animasyon ve aksiyon arıyorsanız bu otelin aktiviteleri size az gelebilir. Kahvaltısı açıkbüfe. Tabii ki gittiğiniz mevsimle alakalı ama eğer siz de benim gibi kapalı mekanlara sığmaya çalışmak yerine temiz havayı tercih edenlerdenseniz, havuz kenarında yapılan bu kahvatı size

Alexandroupoli - Nisiotiko

Alexandroupoli bir yemek cenneti daha doğrusu deniz ürünü sevenler için bir cennet. Biz, tatilimizin ilk gecesi gittiğimiz Nisiotiko'yu o kadar çok sevdik, yemeklerini o kadar lezzetli bulduk ki, her gece farklı bir yere gitme düşüncemizden vaz geçerek son gecemizde yine Nisiotiko'ya gittik :) Kalamar tava, midye tava, zeytinyağlı yaprak sarma, Mastelo Peyniri ızgarası, kabak tava, karides güveç, ahtapot ızgara ve artık bir klasik haline gelen Peynirli Greek Salata özellikle önereceğim ve mutlaka tadına bakmalısınız diyeceğim lezzetlerden bir kaçı. Biz ilk gün karidesin sarmısaklı ve acılı halini yesek de favorimiz, 2.gece yediğimiz karides güveç oldu. Bence daha lezzetliydi. Kalamar tava ve midye tava ise çıtır çıtırdı. Bir kere midye tava, burada yemeye alışık olduğumuz midye tavadan daha farklı. Daha küçük olduğu için sanki daha az yağ çekmiş gibiydi. Kalamarlar ise genelde Türkiye'de -en iyi restaurantlarda bile - yediğinizde büyük ve daha lastik gibi olurken,