Bu post klasik gezi postu olmayacak yani Budapeşte tatiliyle ilgili noktalar,sevdiğim,sevmediğim konular olacak dediğim gibi klasik bir "şunu mutlaka yapın, burayı görün" postu olmayacak…
Gelilim kendimize özgü postumuza :)
Ben, Aras'tan ancak 2 gece - 3 gün ayrı kalabildiğim için artık tatil rotalarımızı yakın yerlerden seçmeye özen gösteriyoruz. Bu rotalardan biri geçen haftalarda tatil için seçtiğimiz Budapeşte idi.
THY ile 2 saat süren bir yolculuk sonrasında Budapeşte'ye ulaştık.
Hotel Zenit Budapest Palace 'ta kaldık. Otelimiz ünlü alışveriş sokağı olan Vaci Utka'nın arkasında yani çok merkezi bir konumda. Biz otelden ve sabah sunduğu açık büfe kahvaltıdan çok çok memnun kaldık. Kesinlikle tavsiye ederim.
Budapeşte, tarihi dokusu fazla olan bir şehir. Her adımda hissediliyor.
Biz, 2 günümüz olduğu için hop on hop off otobüslerinden bilet aldık. Birkaç otobüs şirketi varmış ancak biz camında zürafa olan şirketten aldık biletimizi. 24 saatlik bir biletti bizimki yani bu bileti aldığınızda akşamüstü olan yat gezisine ve otobüsle akşam şehir gezmesine de katılabiliyorsunuz. Biz bu biletin hakkını doyasıya verdik ve çok memnun kaldık. Bu arada güzel bir detay belirteyim; otobüste Türkçe seçeneği de var dolayısıyla şehri gezerken, bir yandan da gezdiğiniz yerlerin tarihini Türkçe dinleyebiliyorsunuz :)
Parlamento Binası, Vaci Utka, Balıkçılar Tabyası, Zincirli Köprü, Tuna Kıyısındaki ayakkabılar, The New York Cafe, tarihi Gerbeaud Pastanesi, tarihi Gellert Oteli, Gellert Tepesi, Szechenyi Kaplıcası görülmesi gereken yerler.
Tabii gittiğiniz mevsim de çok önemli çünkü Budapeşte çok soğuk bir ülke. Biz şubat ayında gittik ve sıcaklık 2-4 derece arasında değişiyordu. Çook soğuktu. Dolayısıyla kaplıcaya giremedik. Sadece dışarıdan seyretmekle yetindik çünkü suyun içerisi ve dışarısı arasındaki sıcaklık farkı çok yüksekti.
Vallahi ne yalan söyliyeyim oradayken hem çok keyif aldım hem de Aras'ı burada bıraktığım için hep onu özledim. Çok değişik bir duygu bu, Aras'ın yanındayken tatilleri özlüyorum, uzaktayken de Aras'ı özlüyorum. Bundan böyle hayatım hep birşeyleri özleyerek geçecek galiba :) Şikayetçi miyim? Asla! Sadece şöyle bir ruh haline girdim oradayken; Aras'a ne alsam? Ona buradan ne götürsem :) Ne ilginç bir ruh hali bu anlatamam, kendime 1 çöp bile almadım nasıl diyeyim hakikaten kendime 1 toka bile almadım ama Aras'a ne gördüysem, ne bulduysam aldım :) Vaci Utka üzerinde bulunan Desigual'den alınan monttan tutun da, Vaci Utka'nın sonundaki alışveriş yerinden alınan oyuncağa kadar hep Aras'a çalıştık :)
Bu arada şans eseri 14 Şubatta oradaydık ve akşam yemeği için sevgili Fahri Gediz'den restaurant önerisi aldık gitmeden. Bize Borkonyha'yı önerdi. Borkonyha küçük bir yer fakat çok sevimli. Otelimize de çok yakındı, yürüyerek gidip döndük. Karidesli bir başlangıç ve 2 de et yemeği söyledik. Şarap olarak da tatlı bir şarap istediğimizi söyledik. Önerilen şaraba ise tek kelimeyle bayıldık :) Tatlı şarap sevenler bunu mutlaka denesinler… Kısacası Borkonyha tam bize göre bir yer çıktı :)
Madem konu yemekten açıldı, tarihi Gerbeaud Pastanesini yazmadan geçmeyeyim. Vaci Utkanın sonunda bir pastane, tarihi bir pastane. Mutlaka uğrayıp pastalarından yiyin özellikle Baileysli olan pastadan yiyip, alkollü kahvesinden hatta özellikle kayısı likörlü kahvesinden mutlaka için, ondan sonra Budapeşte size daha sıcak gelecektir :)
Çıkarken mutlaka anı defterine not düşmeyi unutmayın :)
Şimdilik Budapeşte ile ilgili ilk postum bu kadar olsun. Malum Aras birazdan uyanacak ve yine bütün ilgiyi kendinde isteyecek, o ana kadar biraz keyif zamanı ;)
Sevgiler
Gelilim kendimize özgü postumuza :)
Ben, Aras'tan ancak 2 gece - 3 gün ayrı kalabildiğim için artık tatil rotalarımızı yakın yerlerden seçmeye özen gösteriyoruz. Bu rotalardan biri geçen haftalarda tatil için seçtiğimiz Budapeşte idi.
THY ile 2 saat süren bir yolculuk sonrasında Budapeşte'ye ulaştık.
Hotel Zenit Budapest Palace 'ta kaldık. Otelimiz ünlü alışveriş sokağı olan Vaci Utka'nın arkasında yani çok merkezi bir konumda. Biz otelden ve sabah sunduğu açık büfe kahvaltıdan çok çok memnun kaldık. Kesinlikle tavsiye ederim.
Budapeşte, tarihi dokusu fazla olan bir şehir. Her adımda hissediliyor.
Biz, 2 günümüz olduğu için hop on hop off otobüslerinden bilet aldık. Birkaç otobüs şirketi varmış ancak biz camında zürafa olan şirketten aldık biletimizi. 24 saatlik bir biletti bizimki yani bu bileti aldığınızda akşamüstü olan yat gezisine ve otobüsle akşam şehir gezmesine de katılabiliyorsunuz. Biz bu biletin hakkını doyasıya verdik ve çok memnun kaldık. Bu arada güzel bir detay belirteyim; otobüste Türkçe seçeneği de var dolayısıyla şehri gezerken, bir yandan da gezdiğiniz yerlerin tarihini Türkçe dinleyebiliyorsunuz :)
Parlamento Binası, Vaci Utka, Balıkçılar Tabyası, Zincirli Köprü, Tuna Kıyısındaki ayakkabılar, The New York Cafe, tarihi Gerbeaud Pastanesi, tarihi Gellert Oteli, Gellert Tepesi, Szechenyi Kaplıcası görülmesi gereken yerler.
Tabii gittiğiniz mevsim de çok önemli çünkü Budapeşte çok soğuk bir ülke. Biz şubat ayında gittik ve sıcaklık 2-4 derece arasında değişiyordu. Çook soğuktu. Dolayısıyla kaplıcaya giremedik. Sadece dışarıdan seyretmekle yetindik çünkü suyun içerisi ve dışarısı arasındaki sıcaklık farkı çok yüksekti.
Vallahi ne yalan söyliyeyim oradayken hem çok keyif aldım hem de Aras'ı burada bıraktığım için hep onu özledim. Çok değişik bir duygu bu, Aras'ın yanındayken tatilleri özlüyorum, uzaktayken de Aras'ı özlüyorum. Bundan böyle hayatım hep birşeyleri özleyerek geçecek galiba :) Şikayetçi miyim? Asla! Sadece şöyle bir ruh haline girdim oradayken; Aras'a ne alsam? Ona buradan ne götürsem :) Ne ilginç bir ruh hali bu anlatamam, kendime 1 çöp bile almadım nasıl diyeyim hakikaten kendime 1 toka bile almadım ama Aras'a ne gördüysem, ne bulduysam aldım :) Vaci Utka üzerinde bulunan Desigual'den alınan monttan tutun da, Vaci Utka'nın sonundaki alışveriş yerinden alınan oyuncağa kadar hep Aras'a çalıştık :)
Bu arada şans eseri 14 Şubatta oradaydık ve akşam yemeği için sevgili Fahri Gediz'den restaurant önerisi aldık gitmeden. Bize Borkonyha'yı önerdi. Borkonyha küçük bir yer fakat çok sevimli. Otelimize de çok yakındı, yürüyerek gidip döndük. Karidesli bir başlangıç ve 2 de et yemeği söyledik. Şarap olarak da tatlı bir şarap istediğimizi söyledik. Önerilen şaraba ise tek kelimeyle bayıldık :) Tatlı şarap sevenler bunu mutlaka denesinler… Kısacası Borkonyha tam bize göre bir yer çıktı :)
Madem konu yemekten açıldı, tarihi Gerbeaud Pastanesini yazmadan geçmeyeyim. Vaci Utkanın sonunda bir pastane, tarihi bir pastane. Mutlaka uğrayıp pastalarından yiyin özellikle Baileysli olan pastadan yiyip, alkollü kahvesinden hatta özellikle kayısı likörlü kahvesinden mutlaka için, ondan sonra Budapeşte size daha sıcak gelecektir :)
Ve tabii ki tarihi New York Cafe… 1894ten beri var. Mutlaka uğrayın. Yemek yemeseniz bile mutlaka bir şeyler içmek için uğrayın. Dekorasyonu, gün boyu çalınan canlı müziği sizi büyülemeye yetecek eminim.
Çıkarken mutlaka anı defterine not düşmeyi unutmayın :)
Şimdilik Budapeşte ile ilgili ilk postum bu kadar olsun. Malum Aras birazdan uyanacak ve yine bütün ilgiyi kendinde isteyecek, o ana kadar biraz keyif zamanı ;)
Sevgiler
Yorumlar